6 Şubat'ta yaşadığımız büyük felaketin ardından ülkemizin en büyük sorunlarından birinin deprem olduğunu yeniden anımsadık. Bu acı afetin ardından ise depreme karşı daha sağduyulu bir tavra büründük. Gerek evimizi, gerek işimizi, gerekse yaşadığımız şehri bir çoğumuz sorgulamaya başladık.
Ülkemizin nüfus yoğunluğunu incelediğimizde; büyük bir nüfusun fay hatlarının yoğun bir şekilde bulunduğu noktalarda yaşadığı herkes tarafından bilinen bir gerçek. İstanbul ve İzmir bunun en büyük örneği. Elbette bu kentlerde nüfus yalnızca şehirlerin güzelliğinden kaynaklı yoğunlaşmış değil. İş fırsatları, yaşam koşulları ve sanayileşmenin özellikle Marmara bölgesinde olmasından dolayı, bölgenin nüfusu bir çok ülkeden fazla. Bu nüfus yoğunluğu ile beraber son günlerde herkesin aklına, yıllardır uzmanlar tarafından dile getirilen İstanbul depremi geliyor. Deprem denildiğinde ise akıllara; çalıştığımız, uyuduğumuz ve hayatımızın büyük bir kısmını geçirdiğimiz evlerimiz geliyor. Peki binalarımızın sağlamlığını nasıl kontrol ettirebiliriz?
Binaların sağlamlığının kontrolü, düşündüğümüz kadar basit değil. Bilimsel gerçeklerin ışığında yapılan çalışmalar ile beraber binaların sağlamlığı hakkında uzmanların yorum yapması mümkün. Bununla birlikte binalarımızın kontrolü için uygulayabileceğimiz ilk yöntem; 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, belediyeler, il özel idareleri veya bakanlıkça lisanslandırılmış kurum ve kuruluşlar aracılığıyla binalarının risk durumlarının tespitini talep etmek. Ayrıca özel proje bürolarına başvuru yaparak da deprem performans analizlerinin yapılmasını talep edebiliriz.
Oluşturduğumuz talebin ardından yapılan incelemeler sonucu binamızın riskli çıkması halinde; 60 günden az olmamak üzere binanın tahliyesi için süre veriliyor. Verilen süre boyunca binanın tahliye edilmemesi durumunda ise ek süre tanınarak, binanın yıkım süreci başlatılıyor.
Başvuru Sonrasında Yapılan İşlemler
Başvurunun ardından binanın taşıyıcı sistemi belirlenerek göz ile muayene gerçekleştiriliyor. Bununla birlikte röntgen ile kolon ve kirişlerdeki donatıların tespiti gerçekleştiriliyor. Ayrıca projeye göre uygun sayıda donatılara zarar vermeden örnek betonlar alınarak incelemeye gönderiliyor. Çıkan sonuçlar dahilinde bina için performans analizi yapılırken; analiz sonucunda binaya ilişkin bir karar alınıyor. Kısaca anlatmaya çalıştığımız bu işlemlerin tamamının, büyük bir dikkat ve bilgi birikimi ile gerçekleştirilmesi gerekiyor.
